loader
Saka-Sak-İskit-Oğuz- 8

Saka-Sak-İskit-Oğuz- 8

Oysa tarihçi Heredot ve takipçileri İskitlerin-Sakaların tarihini en fazla M.Ö. 8. Yüzyıla bağlamaktadır. İran ve Arap tarihleri de böyle.. Görüldüğü gibi Romalıların İskit, İranlıların Saka diye adlandırdıkları Türkler, Heredot’un..

Saka-Sak-İskit-Oğuz- 8Saka-Sak-İskit-Oğuz- 8
Araştırmacı yazar - Ali Yıldız
 
Sakalar okumalarımıza bir girizgâh olsun diye başlattığımız bellek yoklamalarının birincisini derinlere dalmadan önce kendi belleğimizi kurcalayalım diye başlamıştım.
 
Artık derinlere dalma zamanı geldi sanırım.
 
Şimdi aşağıda birkaç tarih veriyoruz.
 
Burada İskit-Saka-Hun-Uygur  ve Oğuz Kağan Destanını birbirine bağlamak durumundayız.
 
Daha sonraki kaynaklarda yüzlerce örnek olmakla birlikte burada verdiğimiz bilgilerin tarihi senkronizasyonuna önem verdik. Birbirinden alıntılanıp tekrarlanan tarihlerden öncesi olduğunu özellikle göstermek istedik.
 
1-Romalı Tarihçi Justinus’a [Bizans İmparatoru Jüstinyen’in ( 527-565) amcası] göre; İskitlere (Saka) savaş ilan eden ilk kişi M.Ö.1878-1839 yılları arasında (orta krallık dönemi) Mısır kralı olan Seostrist’tir. (Özcan. İTA.75) Burada klasik başlangıç olan M.Ö. 8.yüzyıl ezberi bozulmaktadır.
 
Oysa tarihçi Heredot ve takipçileri İskitlerin-Sakaların tarihini en fazla M.Ö. 8. Yüzyıla bağlamaktadır. İran ve Arap tarihleri de böyle.. Görüldüğü gibi Romalıların İskit, İranlıların Saka diye adlandırdıkları Türkler, Heredot’un anlattığı tarihlerden 1000 yıl önce de Anadolu’ya girmiş ve komşusu Mısır’ı tehdit eder hale gelmişti. Anadolu’ya girmese tehdit edemezdi. Çünkü Mısır kralları ülkelerinden ayrılıp uzun seferler yapmamışlardır.
 
Mısır nere, Orta Asya nere demeyin..  Çünkü bunlar tarihi kayıtlar. 
 
Saka-Sak-İskit-Oğuz- 82-Rus tarihçi Aristov, Çinli tarihçi Sih–ma Chen’e dayanarak;  “ Türkler (o Türk demiyor Hyen-yün, Hyun-nu diyor) tarih sahnesine M.Ö. 2354’te Çin’in kuzey taraflarında bir meradan öbürüne giden, şehirleri olmayan, yerleşik hayatı olmayan, konar-göçer yapıya sahip ve boy hayat tarzını yaşayan bir topluluk olarak çıktılar. Bunların hayatı M.S. VI. Yüzyılda da aşağı yukarı böyleydi” diyor.(Aristov. THEK.242)
 
3-Rus tarihçi Gumilev; “Çinli Kaynaklarda Hyung-nular’dan(Hun-Türk)  M.Ö. 1764 yıllarında sonra ise M.Ö. 822 ve 304 yıllarında bahsedilmektedir” diyor.(Gumilev.39)
 
Örnek tarihleri yeniden hatırlayalım:
 
1-MÖ.1850 civarı Mısır yakınları.
2- MÖ.2354 Çinin kuzeyi
3-MÖ.1764 Çinin kuzeyi..
 
Yani bu tarihlerde buralarda Türkler var.
 
Bilindiği gibi Türk Destanlarının başat kahramanı ve figürü Oğuz Kağan’dır.
 
Oğuz Kağan bazen Mete Han olarak da açıklanmaya çalışılmıştır. Ancak Mete Han’ın tarihi bir şahsiyet olması ve onun kurduğu Hun devleti tarihinin M.Ö. 206 da başlatılması, dünya yüzüne çıktığından bu yana ön tarihi bilinmeyen destani şahsiyet Oğuz Kağan etrafında oluşturulan söylencelere ve yukarıda sıralanan tarihlere uymamaktadır. 
Oğuz Kağan Mete Han’dan çok daha eski asırlara uzanmaktadır.
 
A.Zeki Velidi Togan, Oğuz Destanı (Reşideddin Oğuznamesi) eserinin ön sözünde,  Sn. Tuncer Baykara, 1970 yılı Şubat ayında Antalya’da kısa bir tatilde iken hocanın esere son düzeltmeleri yaptığını anlatmaktadır ki bizim için önemli bir nottur. 
 
Togan, kitabın “Destanın Yazılış Yeri, Yazılış Tarihi Ve Şartları” başlıklı açıklamalar bölümünde son derece makul şeyler yazmıştır. 
 
Saka-Sak-İskit-Oğuz- 8Destanın Türk zümrelerinin en eski ve en son zamanlarına dair; Oğuzhan merkezli rivayetlerin bir yandan Hunların Çin fütuhatları, İran  ve Orta Doğu seferlerini, Hind seferlerini, diğer yandan Sakaların Ön Asya seferlerini, içine alan varyantlar halinde olduğuna, Türklerin İslamiyet’ten önceki devirlerini içine aldığı gibi,  Avrasya ve Orta Doğu’da İslamlaşma varyantlarının orta çıktığını,   çeşitli söylencelerle yüklenmiş olduğunu sebeplerini tarihleri ile birlikte anlatmıştır. (Togan.117 vd.) 
 
Oğuz Kağan’ın Hz Muhammed ile çağdaş olduğuna dair halk söylenceleri de vardır.
 
Oğuz Kağan Destanından Uygur varyantından bir parça:
 
“Sayram ve Taşkenti Oğuz Han bizzat kuşatıp aldı. Türkistana, Andıcana oğullarını yolladı. Onlar da altı ayda oralarını alıp koyduktan sonra Oğuz han Buharayı, Belhi, Semerkandı aldı.. Sonra Gur ülkesine yürüdü. Bu son yürüyüş kışın olmuştu. Dağlar karlarla örtülü idi. Böylelikle ilerleyip oraları da aldı.
 
Bir yıl yurdunda durduktan sonra, milletine  İran üzerinden yürüyeceğini, bir kaç yıl sürecek bir hazırlık görmelerini buyurdu. ikinci yıl yola çıkıp Talas şehrine vardı. 
 

Saka-Sak-İskit-Oğuz- 8

O sırada İran’da büyük bir padişah yoktu. Keyûmers ölmüştü. Hûşengi henüz padişah etmemişlerdi. Oğuz, Horasanı aldı. Ondan sonra Irak'ı, Azerbaycan’ı, Ermenistan’ı, Şam’ı, Mısır’ı aldı. Bu ülkelerin kimini savaşla aldı; kimi savaşsız baş eğdiler. Oğuz Han Suriye’de iken…” diye sürüp gider.
 
Oğuz Destanına (Uygur rivayeti) göre; Büyük Oğuz- Uygur devleti yaşadığı zaman Karluklar dağlık mıntıkalarda kendi hallerinde kalmışlar, kimse onlara dokunmamış. Oğuzlar bu devleti yaşattıkları zaman bir yabancı istilası da olmamış. Ama destana göre Oğuz Kağanın neredeyse sefer düzenlemeyip, itaat altına almadığı ülke yok. 
 
Bunun sebebi nedir?
Bunun bir sebebi asırlar içinde ortaya çıkan olayların muahhar  kahramanlarını Oğuz Kağan temsiliyetinde yücelterek  destanlaştırmak olabilir.
 
Ama başka sebepleri de var:
 
Bizce en önemli sebebi bu ebedi ALP şahsiyetin Türklerin ortaya çıktığı ilk günden, en eski tarihten beri var olması, Gök Tanrı’dan (veya Allah) kutalmış olduğuna inanılması ve sonradan gelen her Türk devlet kurucu zümresini (Cengiz Kağan dahil) söylence ve destanları ile büyülemiş olmasıdır. Halk arasında onun bir Tanrı elçisi olduğuna dair inanışlar da vardır.
 
Böylece Saka-İskit-Hun tarihi, Oğuz Destanına dayanak olan tarihi gerçekleri de içine almakta, destanlaşmaktadır.
 
Daha Önceki Bölümleri'de Okumak İsteyebilirsiniz...
 

 



Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler