loader
Rusya-Ukrayna Gerilimi Üzerinde Şekillenen Küresel Dengeler...

Rusya-Ukrayna Gerilimi Üzerinde Şekillenen Küresel Dengeler...

Bu noktada ayrık bir gelişme olarak Ukrayna meselesine ve bu Ukrayna üzerinden tertiplenmeye çalışılan duruma da özel bir paragraf açmak gerekmektedir. Bu noktada ABD’nin ; Ukrayna- Rusya ilişkilerini..

Rusya-Ukrayna Gerilimi Üzerinde Şekillenen Küresel Dengeler...Rusya-Ukrayna Gerilimi Üzerinden Şekillenen Küresel Dengeler Ve Türkiye’nin Ortaya Koymuş Olduğu Siyasi Stratejinin Önemi Ve Analizi…
"Av. Sedat Çetinkaya"
 
Amerika Birleşik Devletleri yönetimine ve ekonomisine hakim olan küreselci yapılar, yeni dünya düzenini ; kendi elleriyle büyüttükleri Çin ve Amerika Birleşik Devletleri arasında kurulacak bir strateji tahtası üzerinden ve danışıklı dövüş içeren bir kurgudan hareketle dizayn etmek istediklerini ortaya koymuş bulunmaktadır. Bu kurgunun, 20 nci yüzyılın önemli bir bölümüne hakim olan ABD- S.S.C.B. gerilimi ile benzer bir şekilde tertiplenmeye çalışıldığını söyleyebilmek de mümkündür.
 
Bu oluşumda Amerika Birleşik Devletleri ile İngiltere, müttefikleriyle birlikte gerilimin bir cephesini oluştururken, karşıt göründükleri ve gerilimin diğer cephesini oluşturan Çin Halk Cumhuriyeti’nin önünü açacak ve sınırlarını belirleyecek stratejileri de sahaya sürmektedirler. Böylece küreselciler, kendi stratejileri doğrultusunda dünyayı bir mengenenin arasına almanın ve 21. yüzyıl açısından istedikleri düzeni kurmanın adımlarını atmaktadır. İngiltere’nin Avrupa Birliğinden uzaklaşması, ABD- İngiltere ve Avustralya arasında oluşturulan ittifak ( AUKUS) ve ABD’nin Çin’e karşı Japonya’nın harekete geçmesine izin vermeyen pozisyonu düşünüldüğünde, bu gerçeklik büyük ölçüde açığa çıkmaktadır.
 
İşte ; Afganistan- Tayvan- Kuzey Kore- Pakistan - Kıbrıs- Mısır - Doğu Akdeniz, Yemen- Somali- Etiyopya- Libya- Mali- Polonya- Ermenistan- Yunanistan- Adalar Denizi- Suriye ve Irak gibi UKRAYNA DA BU CEPHELEŞMENİN SICAK HATLARINDAN BİRİSİNİ TEŞKİL ETMEKTEDİR. 
 
Çin’in, hegemonya sahasını genişletmek isteyen küreselciler açısından en önemli tehlikelerden biri, kendi güdümlerinde olmayan ve Rus milliyetçiliği temelinde faaliyet icra eden Rusya Federasyonu’nun varlığıdır. Küreselciler, Rusya’yı istedikleri kıvama getirebilmek için Avrupa- Rusya ilişkilerini, bir kopmaya sebep olmaksızın olabildiğince gerdikleri gibi Rusya’yı ekonomik açıdan sıkıntıya sokacak ve V. Putin yönetimine son verecek faaliyetleri de sonuna kadar desteklemektedir. 
 
Bu noktada ayrık bir gelişme olarak Ukrayna meselesine ve bu Ukrayna üzerinden tertiplenmeye çalışılan duruma da özel bir paragraf açmak gerekmektedir. Bu noktada ABD’nin ; Ukrayna- Rusya ilişkilerini siyasi ve askeri düzlemde gererek, Rusya ile Ukrayna arasında bir savaş çıkarmak isteyip istemediği , böyle bir savaşı istiyorsa bu durumla ne gibi bir sonucun doğmasını arzu ettiği büyük önem taşımaktadır. 
 
Bu bağlamda bir değerlendirme yaptığımızda ABD’nin, Rusya’nın Ukrayna’yı kısa sürede ele geçirebileceğini bilmediğini söyleyebilmek imkansızdır. Ayrıca ABD’nin, Rusya’ya karşı sıcak bir savaşı göze alamayacağı da açıktır. Bu durum karşısında ortaya çıkacak gerçeklik ; ABD açısından büyük bir yenilgi, Rusya için ise ABD bir tarafa NATO’ya karşı alınmış büyük bir galibiyet olacaktır. 
 
Böyle bir galibiyetin Rusya’yı daha cüretkar kılacağı ve V. Putin’e çok daha büyük bir güç bahşedeceği ise açıktır. 
 
ABD’nin, küresel anlamda çöküşünü tetikleyecek şekilde güç kaybetmek istemeyeceği ve Rusya’nın, Avrupa’yı hegemonya alanı ilan etmesini arzu etmeyeceği de açık olduğundan ;  ABD’nin böyle bir strateji içinde olmayacağı önermesini ortaya koyabilmek mümkün hale gelmektedir. Bu durum, Çin üzerinden yapılacak bir okuma dışlandığında dahi akılcı bir yaklaşıma tekabül etmediğinden, ABD’nin Ukrayna üzerinden oluşturduğu gerilim çerçevesinde, başka bir stratejisinin olduğu da netlik kazanmaktadır. 
 
Kanaatimce ABD ; Rusya’yı dar alana çekerek oyalamaya , yıpratmaya, güçsüz bırakmaya, ekonomisinde gedikler oluşturarak istediği kıvama getirmeye ve Rusya üzerindeki baskıları arttırmaya çalışmaktadır. Hatta Avrupa’ya gaz satışını engellemeye matuf baskılar dışında , karbon salınımını azaltmak anlamında ortaya konan küresel politikaların, Rusya’nın petrol gelirlerini zayıflatmaya yönelik bir mahiyet taşıdığını da görmek gerekmektedir. 
 
Zira şuan için cari fazla veren ancak çok yönlü üretim kabiliyeti bulunmayan bir ülke olan Rusya’nın, cari dengesinin bozulması durumunda oluşacak kur baskısına ve bu baskı neticesinde şekillenecek yüksek enflasyon ve yüksek faize Türkiye gibi dayanabilmesinin mümkün olmadığını da belirtmek isterim. Elbette bu durum, Rusya’nın geçmişte olduğu gibi küreselci paganların kontrolüne girmesi için büyük bir kapı açacaktır. Bu durumda Çin’in hakimiyet alanı, Rusya pazarını da içerecek şekilde genişleyecek ve Rusya Federasyonu’nun dağılması için gerekli siyasi ve askeri zemin de oluşmuş olacaktır.
 
ABD’nin Rusya ile gerçek anlamda savaşmasını istediği ülke ise Ukrayna değil, Türkiye’dir. Bu arzularını tertiplemek için Rusya ile Türkiye’yi  ; Rus savaş uçağının düşürülmesi, Rus büyükelçinin öldürülmesi, Azerbaycan- Ermenistan savaşı, Suriye operasyonları, Libya, Boğazlar ve Karadeniz üzerinden oluşturulmaya çalışılan gerginlik gibi birçok alanda karşı karşıya getirmeyi hedeflediklerini de görmemiz gerekmektedir. 
 
15 Temmuz darbe girişimi başarılı olmuş olsaydı, şuan Rusya ile çatışma içine girmiş ve yalnız bırakılmış bir Türkiye ile karşı karşıya olma ihtimalimizin çok büyük olduğunu ve bu ihtimalin, ABD’nin müstemleke valiliğine soyunan zillet takımının iktidarı durumunda bir adım kadar yakın olduğunu da önemle belirtmek isterim.
 
Bu bağlamda günümüz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ukrayna politikasına baktığımızda, ortada akılcı olmayan bir durum bulunuyor gibi olsa da geçiş dönemi politikası takip eden Türkiye’nin almış olduğu pozisyonun yanlış olduğunu söyleyebilmek de mümkün değildir. 
 
Zira Türkiye, hem Rusya ile karşı karşıya gelmeden , ilişkileri adım adım güderek Rusya’nın güç kaybetmesi ve dağılması için pozisyon almalı hem de batı ile ilişkileri dışlayarak kendisini net bir şekilde Rusya’nın yanında konumlandırmamalıdır. ABD’nin Rusya’yı tehdit ederek oluşturduğu gerilimden etkilenen, enerji darboğazı ve işgal korkusu içine giren Avrupa’nın, ABD’nin bu stratejisini Türkiye ile ilişkilerini sağlam tutarak aşmayı planladığı da gözden kaçırılmamalıdır.
 
Bu arada ABD’nin, kendi güdümünde olmadığı sürece Türkiye’nin, Türk Cumhuriyetleriyle oluşturduğu ittifak ilişkisinden büyük rahatsızlık duyduğunu da söyleme gereği bulunmaktadır. 
 
Bu durum ABD’nin, Türkiye’yi ikinci bir Rusya tehdidi olarak algılamasına hatta bir Türk Birliği’nin, İslam dünyasına yönelik etkileri nedeniyle daha büyük bir sorun olarak değerlendirmesine neden olmaktadır. Elbette bu durum karşısında Rusya’ya yönelik politikanın bir benzeri Türkiye’ye karşı da uygulanmakta ve bir iktidar değişikliği ile sorun aşılmaya çalışılmaktadır. Bu noktada Türkiye’nin konvansiyonel tehdidi şimdilik Rusya kadar büyük olmasa da bölgesel politikaları nedeniyle Rusya’dan çok daha büyük tehditler oluşturduğunu da ifade etme gereği bulunmaktadır.
 
Türkiye’nin, Ukrayna konusunda ortaya koyduğu siyasi ve askeri politikalar, Rusya’nın hoşuna gitmese de Türkiye bu hususta fazla ve gereksiz mahiyette ileri hareketlerde bulunmadan ve kendisini meselenin bir tarafı haline getirmeden Ukrayna- Rusya gerilimini  ; ABD- Rusya ve Avrupa nezdinde kullanabileceği çok yönlü bir koz haline getirmeyi, ABD politikaları ile kendi politikaları arasında bir uyumun söz konusu olmadığını yansıtacak yaklaşımları ortaya koyarak Rusya’ya karşı politik güvence vermeyi ve hem Ukrayna hem de Rusya ile ilişkilerini bir kopmaya sebebiyet vermeden sağlam temeller üzerinde yürütmeyi başarabilmelidir… 
 
Bu süreç büyük ve gelişen Türkiye için şuan için öngörülemeyen nitelikte nice fırsatların doğmasına vesile olacaktır…  
 
Küreselciler, ABD üzerinden bölgeye konuşlanırken, bir taşla iki kuş vurmaya çalışmakta, Rusya ve Türkiye engelini ya oluşturdukları gerilimin meyvelerini toplayarak ya da Türkiye ile Rusya’yı savaştırarak elde etmenin hayalini kurmaktadırlar. Elbette bu tuzağa düşmeyecek, gerçekte bizim için hazırlanan Yunanistan kaynaklı maşayı da, zamanı geldiğinde parçalamaktan zevk alacağız… 
 
Ancak herkes bilmelidir ki herkes daldaki kuşa bakıyor olsa da gerçek düğüm, ayağımızın dibinde Suriye ve Doğu Akdeniz coğrafyasında çözülecek ; dananın kuyruğu, kanla yıkanan bu coğrafyada kopacaktır…
 
Cuma’nın hayrı, bereketi ve selametinin, tüm dostlarımın ve müslüman kardeşlerimin üzerine olması duamla birlikte tüm dostlarıma saygı ve sevgilerimi sunarım…
 


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler