loader
Ali YILDIZ: Etin Tözü’nden, Bel Töz’e..  Aaah Belim..

Ali YILDIZ: Etin Tözü’nden, Bel Töz’e.. Aaah Belim..

Böbrekler ve bel kemiğine yapışık durumda olan bir kısım var ki anam buna TÖZ derdi. Onları yağ ve böbrekten ayırır, “bu yenmez buna töz denir” derdi...

Etin Tözü’nden, Bel Töz’e..  Aaah Belim..
Ali YILDIZ
 
Sık sık yazdığım gibi Gazipaşa’nın Seyfe köyünden bir köylü çocuğuyum.
 
Gazipaşa Dillere Destan kitabımda yazdığım gibi kazamız ve köylerimiz birçok alim tarafından hala keşfedilmeyen eski Türkçe sözcükleri ve kavramları kullanmaya devam etmektedir.
 
Çocukluğumuzda köyümüzde kasap yoktu. Keçi eti yerdik. Hayvanlarımızı kendimiz besler, kurbanlık veya ihtiyaç halinde kendimiz keserdik.
 
Babam besmele ile bıçağı çalıp kelleyi kopardıktan sonra, onu evin yanındaki dut veya badem ağacının dalına asar sonrasını anama bırakır, deriyi yüzmek ve eti parçalamak anama kalırdı.
 
Biz de kedi ve köpek enikleriyle beraber etin ayrıştırılmasını seyrederdik. Anam gençliğinde rahmetli Gözlüklü (Fahri Özçelik) ile birlikte Macar Yaylasında dağda çobanlık yaptığını anlatırdı. Yani çocukluğundan beri hayvanları babamdan daha iyi tanırdı.
 
Dala asılı hayvanın derisi alınıp, karnı çıkarıldıktan sonra çiğerler, sonra ön but, kaburgalar ve boyun alınırdı. Böbrekler ve barsak iç yağları özenle sıyrılırdı. İnce barsaktan hallaç için yay kirişi yapılır dulup atılırdı.  Kalın barsak kurutulur ızgara yapılırdı. Akçiğeri yemezdik. Hastalıklı falan olur denirdi.
 
En son olarak kaburgalar alındıktan sonra böbreklere ve onun etrafındaki yağlara sıra gelince yağlar itina ile alınır ve yağlara yapışık TÖZLER ayrılırdı.
 
Töz nedir?
Böbrekler ve bel kemiğine yapışık durumda olan bir kısım var ki anam buna TÖZ derdi. Onları yağ ve böbrekten ayırır, “bu yenmez buna töz denir” derdi. Ona rahmet olsun, Yakut Türkçesinden bu yana unutulmayan bir kelimeyi kullanıyordu.
 
Yıllar geçti.
Türklük üzerine okumalar yaparken karşıma çıkan Tör- Tür, Türük, Töz-Tüz-Tüzük, sözcükleri ve kavramları karşıma çıkınca anamı hatırladım.
 
Etin tözü belde ve omurgaya yapışık olan yağ-et- kan karışımı yumrulardı. Bir nevi kist gibidir. Anam bunun için “yenmez” der, yanımızdaki kan çukuruna gömerdik. Zaten kurban ise hiçbir parçası kediye köpeğe terkedilmezdi.  Bu neden yenmez derdi, aşağıda cevaplamaya çalışacağım.
 
Türk sözünün asıl anlamını bulmak için, beynine kurşun sıkacak kadar kafa yoran büyük bilgin ve Türkçü Ziya Gökalp; Türkçedeki  “Z” –“R” değişimini de dikkate alarak, Türk sözünü Türük-Türk “kuvvetli”, Türeli, ”Tüzeli” anlamında izah etmeye çalıştı. Ondan sonra gelenler, Gökalp’in ne kadar haklı olduğunu anladılar. Vambery, Barthold, Müller, Le Qog, Thomsen vb.
 
Bu tezin ne kadar doğru olduğu en eski Türkçe ile konuşan Yakut kaynaklarında Bel Tör (Kutsal Tör) , Altay’da Bel Töz(Kutsal Öz) olarak varlığı ile ortadadır. Bel kutsanmıştır. Tanrı mesabesinde değerlidir. Çünkü onlar biliyordu ki hayatın kökenleri belde teşekkül ediyordu. Hemen bütün canlılarda güç ve kuvvetin kökeni beldedir.
 
Töz ve Tüz zaman içinde Tüzük, olarak dilimizde kanun ve yasa şeklinde anlam değiştirerek devam etmiştir. Tüzükat-ı Timurin- Timur Yasaları meşhurdur.
 
Töz, Tüze, Tüze, işin aslı temeli demektir. Kanun-i Esasi gibi.
 
Konudan konuya geçmek gibi bir durum oluştu değil mi?
 
Hayır.
Konu aynı..
Töz beldedir.
Beline kuvvet, denilir. Belini kavi tutmak tavsiye edilir. Bel vermek güç kaybetmek demektir. Bel bağlamak, güvenmektir.
 
Eline beline sahip olmak, yaygındır. Çift anlam yüklenir.  Fiziki olarak beline dikkat etmek korumak, ama bir başka anlamda zürriyetine, soyuna özüne sahip çıkmak.
 
Beli gelmek, üreme sıvısının açığa çıkmasıdır. Yakut Türkçesindeki BEL TÖR, ve Altay Türkçesindeki BEL TÖZ, gücün kuvvetin ve özün belde olduğunu göstermektedir.
 
Peki Töz neden yenmezdi?
Çünkü töz, böbreklerin bitişiğinde üreme sıvısı meninin, üretim merkeziydi. Kan yağ ve spermin karışımı. Bu yenmezdi. Ve Türklerde Tözün taşıyıcı Bel kutsaldı.
 
Demir kuşaklı Türk pehlivanları o koca kuşakları bellerine süs olsun diye sarmadılar.
 
Çünkü Bel, Töz’dü.
Çünkü Bel, hayatın ve üreme sistemin fabrikasıydı.


Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

   
 
 

Benzer Haberler