loader
Fıtıklı Bir Teşekkür Yazısı

Fıtıklı Bir Teşekkür Yazısı

Evin yakınında eski adı SSK Hastanesi, şimdiki adıyla Antalya Atatürk Devlet Hastanesi var.. Yıllardır bu hastane civarında birkaç değişik adreste oturdum...

Fıtıklı Bir Teşekkür Yazısı
"Ali YILDIZ"
 
Dostlar Bir Haftadır Atatürk Devlet Hastanesindeyim.
Yaşadıklarımı Ve Gördüklerimi bir teşekkür yazısı ile dile getirmek istedim.
Ama bunun bir hikayesi olsun ve gazete ilanı gibi olmasın diye düşündüm..
Antalya Üçgen Mahallesinde yaşıyorum.
 
Evin yakınında eski adı SSK Hastanesi, şimdiki adıyla Antalya Atatürk Devlet Hastanesi var.. Yıllardır bu hastane civarında birkaç değişik adreste oturdum. Yani Hastane benim komşu kapısı..
 
İnsanlar hastaneden korkarlar. Hatta Allah düşürmesin derler.. Doktorlar ve sağlık personeli için de Allah ne yokluğunu göstersin, ne de muhtaç etsin diye dua ederler..
 
Benim komşu hastanem Antalya’nın yaşayan en eski hastanesi .. Önce Kadın yarındaki Cumhuriyetin ilk yıllarından kalan eski Devlet Hastanesi yıkıldı. Meltem’de yeni bir bina yapıp oraya taşındı.. Sonra o da yıkıldı.. Böylece en eski hastanemiz yok oldu..
 
İkinci olarak da Doğu Garajı’ndaki Antalya Doğumevi yıkıldı. Tarihi doğum evi önce vakıf hastanesi adı altında bir ucubeye döndü sonra onu da yıktılar.. Yerine müzikhol yaptılar..
 
Böylece benim komşu hastanem Antalya’nın en kıdemli hastanesi olarak kaldı. İnşallah başına bir şey gelmeden hizmetine devam eder..
 
Antalya’nın en eski doktorları bu üç hastanede yıllarca yüzbinlerce hastayı tedavi ettiler. Sürünerek gelen hastayı ayaklandırıp sapasağlam evlerine gönderdiler de kendilerini ayakta tutmaya güçleri yetmedi..
 
Eski kurumlara karşı benim bir hassasiyetim var. Yok olmasınlar yıkılmasınlar diye..
 
Köylü Çocukları Doktor Olmak İsterler.
 
Fıtıklı Bir Teşekkür Yazısı
İlkokulu köyümde bitirdim. Mezun olurken öğretmenim sordu ne olmak istiyorsun diye.. Düşünmeden Doktor olmak istiyorum dedim. Hemen hemen köylü çocuklarının hepsi aynı cevabı verirler.. Çünkü doktorun anne baba ve akrabalarında yaşanan hastalıklarda ne kadar etkin olduklarını bildikleri için beyinlerine kazınmıştır bu DOKTOR imajı..
 
Bizim çekirdek ailemizde de bu imaj değişmedi. Varlıklarına çok şükür kardeşlerimden yeğenlerime, eniştelerime ve torunlara kadar her branştan bir çok doktorumuz oldu.. Ailede küçük erkek kardeşim İhsan Yıldız ve eşi Mahinur’la adım attık doktorluğa.
 
Arkasından Kız kardeşim Neslihan, eşi Özer, yeğenim Hilal, diğer yeğenim Tolga ve bir diğer yeğenim İhsan doktor oldular.. Bir de Eczacımız var yeğenim Hakan.. Rahmetle anacağım bir de amca oğlum vardı Ağabey derdik. O da eski Antalya Devlet Hastanesinde Eczacı kalfası idi, 1959-63…Eksikleri ile birlikte sağlıkçı ordumuz tamam.. Maşallah sürüsüne bereket..
 
Hayat Bazen Fıtık Eder...
Ortaokul sıralarındayım. yıl 1963 falan.. Anam hastalandı. Babam anamı Antalya’ya hastaneye götürdü.. Bir süre gelemediler.. Yaz günü tefeklerde üzümler altın sarısı, biz zambır deriz eşek arıları üzümlere sardı.. Yedi bitirdi adeta.. Anladım ki doktora gidenlerden hayır yok.. Küçük bir camış katırımız vardı, yani huysuz, tekme atar, semeri sırtından atar, bineni sırtından düşürür.. Onu semerledim. Sırtına da iki küfe yükledim. 
 
Yedek iğlikleri de alıp Yar denilen bahçeye üzümleri toplamaya gittim. Ağaçların başından iğlikle topladıklarımı inip küfelere boşaltıyorum. Sonunda küfeler doldu.. Katırın başını kıpırdamasın diye sıkıca bağladım.. Katırın bir tarafını dengelemek için bir çatal değnek ayarladım. Küfenin birini kaldırıp semere bağladım.
 
Kendimden büyük ikinci küfeyi de yüklemeye çalışırken sol kasığımdan bir acı duydum cırt diye ses geldi.. Bir ılıklık hissettim ama anlamadım ne olduğunu.. Köylü çocuğu fıtığı nerden bilecek?
 
Katırı çözüp evin alt yanındaki Şırahaneye götüreceğim artık. Seviniyorum. Hem üzümleri zambıra yedirmeden Şırahaneye yetiştirdiğim için hem de Antalya’dan dönecek olan babamdan aferin almam için..
 
Fıtıklı Bir Teşekkür Yazısı
Bahçeden çıkıp Akça Kisle denilen yamaca ağdığımızda üzümlerin peşine düşen eşek arıları (zambırlar) katırı sardı.. Huysuz hayvan sırtı yüklü iken eşek arıları ile baş edemeyince bir kıç attı ve üstündeki küfeleri devirip tüngüldedi gitti. Küfedeki üzümler yazının yüzüne savrulup kaldı..
 
Hem katırı baş edemedim hem de üzümler gitti elden. Bir yandan dağılan üzüm salkımlarını ve tanelerini yeniden küfeye doldurmaya çalıştım diğer yandan kanter içinde ağladım.. Kasığımdaki ağrıya mı yanayım, heder olan onca üzüme mi yanayım, çocuk başımla hakim olamadığım camış katırın bana ettiği kalleşliğe mi yanayım?
 
Sonunda üzümleri dağdan taştan toplayıp küfelere doldurdum ama yarısı zayi oldu zaten.. Son üzüm tanelerini topladığımda yarısı adeta güneşte pişmiş renk değiştirmişti.. Götürüp şırahaneye yıktım ama ortada övünülecek zafer kalmamıştı.
 
Fıtığı Hep Ufak Görürüz...
Kış aylarında sızım sızım sızlayan bu yırtıkla yaşarken üniversite bitti. Evlendim, iki çocuğum oldu.. Öğretmen oldum, öğretmenliği bırakıp özel sektörde 21 yıl çalıştım. Oradan tekrar devlete geçip Kepez Belediyesinde 14 yıl çalıştım.. Ama emanet fıtık hep yanımdaydı, onu hiç bırakmadım.. Bir gün Karacaören Barajındayım..
 
Makine Atölyesinde kalfa seviyesinde Niğdeli Mevlüt isimli bir genç kamyonun altına yatıp bir şeyler sökmeye çalışıyorken takozlardan kurtulan kamyon gencin üstüne yıkılmış. Haber verdiler acele fırlayıp koştum.. Can havli ile kamyonu ellerimizle kaldırıp ustayı kurtarmaya çalışırken bir kez daha yırtıldı fıtık.. 1983-84 falan..
 
Ben de kasığımdaki yırtığı ufak görerek 50 yıldan fazla yaşayanlardanım..
 
Ama bir şeyler oldu işte ve 50 yıllık dostluğu sonlandırdık.
 
Çare Hep Yanımdaydı...
Kardeşim İhsan Yıldız Cerrahpaşa Tıp Fakültesini bitirip iyi bir Genel Cerrah olmuştu. Ve hep yanımdaydı.. Antalya Tıp Fakültesi’nde asistanlığını tamamladıktan sonra Gazipaşa Devlet Hastanesi’nde 10 yıl, Medicalpark Özel Hastanesinde 2 buçuk yıl çalışıp Organ Nakli yaptı ve sertifikasını aldı.
 
Çorum Devlet Hastanesi, Gölhisar Devlet Hastanesi, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesinde Organ Nakil merkezini kurdu.. Son birkaç yıldır Antalya Atatürk Devlet Hastanesinde Genel Cerrah olarak çalışıyor.. O kadar adamı iyileştirdi ama benim fıtıkla olan muhabbetimi(!) bozamadı.. Ben fıtıkla arkadaşlığı tercih etmeye devam ediyordum..
 
Her şeyin bir zeval vakti vardır..
Corona günlerinde ev hapsinde kalınca vücut tembelleşti..
 
Bizim Yetmişliklere nazla niyazla verilen bir iki izin gününde yürüyüş yapmaya çalıştım ama fıtık yürütmedi beni. Artık pes etme zamanı gelmişti.. Sevgili kardeşim ve doktorum İhsan Yıldız’la senelerdir yaptığımız fıtıktan kurtulma konferansları(?) gerçeğe dönüşecekti artık. Tahliller, filmler, ultrasonlar vs derken, 24.06. 2020 tarihini operasyon günü olarak kararlaştırdık..
 
Peki Nasıl Bir Hastane?
Eski SSK hastanesi, şimdiki Atatürk Devlet Hastanesinin yaşayan en eski Devlet sağlık kurumu olduğunu girişte anlatmıştım.. Bizin insanımızda nedense hep özel hastanelere karşı bir heves ve Devlet Hastanelerine karşıda bir güvensizlik vardır.. İsim yazmak gerekirse; hasta yakınlarına sorarım hastayı nereye yatırdınız? Medicalpark, Memeorial, Yaşam Hastanesi, Anadolu Hastanesi diye bir kalemde sıralayıverirler..
 
Neden dediğimde; eh orada odalar tek kişilik, kantinlerinde beş yıldız hizmet, personel yeterli, yemekler kaliteli, binalar modern diye anlatırlar.. Eminim siz de aynı şeyleri düşünüyorsunuz.. Haaaa, anlıyorum ki bizim hastalar hastane aramıyor, beş yıldızlı otel arıyorlar.. Yapmayın be kardeşim; beş yıldız otel arıyorsanız neden hastanelerde sürünüyorsunuz; gidin Kundu’ya Kemer’e, Belek’e orada sizin aradığınız binalardan çok, orada yatın..
 
Konfor peşinde misiniz yoksa sağlık peşinde mi?
Ama Hastane arıyorsanız o zaman iş başka..
 
Hastane arıyorsanız önce Hekim lazım.. Çünkü teşhis ve tedaviyi Hekim-Doktor yapacak.. Koltuk sandalye, ışıltılı asansörler, yanar döner ışıklar, cam kaplanmış binalar yapmayacak teşhis ve tedaviyi.. Sonra onunla birlikte disipline olmuş sağlık personeli, hemşire, pansumancı, röntgenci(radyolog), laborant, hasta bakıcı, temizlik işçisi paspasçı, kapıcı..
 
Bunlar bir Devlet Hastanesinde yapılabiliyor mu?
Evet yapılabiliyor anlatacağım, örnekler vereceğim..
Ama sen boyayı cilayı, camı çerçeveyi, konforu seçiyorsun, tedaviyi değil..
 
Yaşadıklarım Ve Gördüklerim
 
Fıtıklı Bir Teşekkür Yazısı
Peşinen söylemeliyim ki, eski bir SSK Hastanesi olan Atatürk Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Servisinde bu saydıklarımın hepsi fazlası ile var ve yapılıyor..
 
Önce Türkiye Cumhuriyeti Devletime ve onun Sağlık Bakanlığına, ardından da eski SSK şimdi Atatürk Devlet Hastanesi İdaresine ve Genel Cerrahi Servisine teşekkür ediyorum.
 
Niçin?
İş hayatımda yaşadığım tecrübelerim ve personel ilişkileri bakımından bu bölümde ben çok güzel bir senkronizasyon gördüm.. Hasta yatak işlemleri hiç gecikmeden yapılıyor..
 
Tertemiz yataklar, çarşaflar yastıklar, battaniyeler.. Yerler pırıl pırıl.. Odalarda Klima.. Salonda koridorlarda klima.. Konfor eksiği yok..
 
Servisin Uzman Doktoru Genel Cerrah İHSAN YILDIZ yönetiminde sorumlu hemşireleri ÖZLEM HANIM ve SULTAN HANIM, uçak hostesi gibi hastaya yatmadan önce mekanının alfabesini öğretiyorlar.. En acil ihtiyaç yerleri, tuvalet, banyo, mutfak, yangın merdiveni, yangın alarm butonu öğretiliyor.. İlave sıcak içecekler için sıcak su alabilecekleri yerleri işaret ediyorlar..
 
17-18 personel vardiya usulü ile görev devralarak hassa bir makine gibi çalıştılar. Soyadlarını bilemediğim( bunun için beni affetsinler) NURAY HEMŞİRE, EMEL HANIM, SEVGİ HANIM, BÜLENT BEY, ÇITIPITI GÜLBEYAZ HANIM, RAHİME HANIM, GÜLPERİ HANIM, NEŞE HANIM, SALİHA HANIM, ÜMİT, UFUK, AYŞEGÜL… Sizlere ne kadar teşekkür etsem az gelir.. Beni defalarca tekerlekli sandalyede büyük bir sorumlulukla röntgene götürüp getiren yardımcı personel AYSEL ve DERYA hanımlar, ne kadar iyi insanlar. Allahım, sen onların işleri kolaylaştır..
 
Tuvaletler pırıl pırıl.. Tuvaletlerde sıvı sabun, peçete ve tuvalet kâğıtları muntazam asılı. Bir isteğimiz oldu teknik servis anında damladı.. Oda içindeki tuvaletler yine izin istenerek atıkları alınıp kapı kollarına kadar her yer dezenfekte ediliyor.. Duşlar çalışıyor, yardım isteme butonları var.. Koridorda dikkatli ve saygılı bir sessizlik var.. Her noktada hijyen için dezenfektan aparatları var.. Banko hizmetleri anında yapılıyor.. Yatacak hastaya hemen bir çift maske veriliyor ve takması sağlanıyor. Koridorlarda maskesiz gezmeyin uyarısı.. Her personelin yapacağı işler belli. 
 
Saatinde dakikasında yapılıyor. Ne yandım anam sesi, ne de hemşiree diye bağıran bir hasta var.. Hastalar buradaki disiplin ve sessizlikten o kadar çabuk etkileniyor ki ummadığınız kaba saba diye düşündüğünüz bir hasta koridorda bir birini selamlıyor sessizce geçmiş olsun diyor.. Kan alma saatlerinde personel tıkır tıkır. Kan alma işi aç karna yapılacaksa kahvaltı veya yemek servisinden önce personel hemen gelip kanı alıyor ve laboratuvara ulaştırıyor…Tedavi eden doktor gerekli görmüşse hasta röntgene personel tarafından ve tekerlekli sandalyede götürülüyor.. 
 
Röntgende yatar hasta öncelikli.. Odanıza kapınız çalınarak giriliyor. Girmeden önce lütfen maskenizi takın uyarısı. Ağzı maskeli personel tansiyon, nabız, ateş ölçümünü yaparken diğeri cetvele işliyor. Hangi hastaya hangi saatte ne nitelikte bir kontrol yapıldığı kayıt atında..
 
Kendimden bir örnek:
Çok dikkatimi çektiği için ayrıntılı anlatacağım.. Sabah erken saatte tansiyonumu ve ateşimi ölçen personel, kendisinden sonra gelen bir personel tarafından kanımın alınacağını kahvaltı servisi önce gelirse yemeden kanımın alınmasını bekleyip ondan sonra yememi tembih etti. Teşekkür ettim. Arkasından kan almaya bir personel geldi.. Kanımı aldı.. Açlık kanı diyorlar.. Biraz daha sonra kahvaltı servisi geldi. Kahvaltıyı alırken bu işi yapan personel (adı Emime idi sanırım) sizin önce kan vermeniz lazım.
 
Kahvaltı sonra dedi. Kanımın alındığını söyledim. Teşekkür edip kahvaltıyı verdi.. Gördüğüm suydu: Kahvaltı dağıtan personel de açlık kanından haberdar edilmişti.. Kim ediyor? Tedavi eden Hekim ve onun servis hemşiresi.. Böylece sabah erken saatte bir sefer, kahvaltıdan önce de bir kez olmak üzere iki personel birbiri ile senkronize edilmiş. Oysa sıradan personeli açlık kanı veya başka bir durum neden ilgilendirsin? Bu o serviste personel arası senkronizasyonun mükemmel olduğunu gösterir.
 
Saatlere göre ayarlanmış bir kontrol sizin unuttuğunuz veya uyuduğunuz bir saatte sessizce gelinip uyandırılarak yapılıyor ve sessizce gidiliyor..
 
Sizce Çok Uzun Bir Yazı Değil mi? Okuyanları Yordum Fıtık Ettim Değil mi?
 
Bazen evet, bir kelime bile çok uzundur..
Ama doğru yapılan işler varsa ve bunu anlatmıyorsan bunun vebali daha uzundur..
Ben hem bu vebalden kurtulmak istedim, hem de bir yerlerde birileri tarafından doğru işler yapıldığından haberiniz olsun istedim..
 
Kendinizi Türk Hekimlerine Ve Sağlık Personeline Emanet Edin Benim Gibi..
Göreceksiniz, Tedavi Konfordan Üstündür..
 
Gazipaşa Haberler Not;
Bizde Gazipaşa Haberler Olarak Sn. "Ali YILDIZ" bey ve ailesine geçmiş olsun dileklerimizi iletir yaşamında sağlık, sıhhat ve mutluluklar dileriz...

 



Gazipaşa Haberler Not:
Eğer sizde mesleki haberinizin yada tarifinizin web sitemizde yayınlanmasını istiyorsanız; "Haberini Yada Tarifini Paylaş" sayfamızdaki kriterlere uygun bir şekilde uygun içeriklerinizi bize gönderebilirsiniz. Gazipaşa Haberleri internet sitesinde yayınlanan yazı, haber, röportaj, fotoğraf, resim, sesli veya görüntülü şair içeriklerle ilgili telif hakları www.gazipasahaberler.com 'a aittir. Bu içeriklerin iktibas hakkı saklıdır. İzinsiz ve "kaynak gösterilse" dahi iktibas olunamaz; hiçbir surette kopyalanamaz ve başka bir yerde yeniden yayıma konulamaz.


  • Facebook'ta paylaş

Bu Habere Yorum Yap

Benzer Haberler